pazar günü Serkan, agin ve glaskas ile birlikte Atlas dergisinden gördüğümüz geziye katıldık. aslında evdekiler Tarlabaşı rehberle mi gezilirmiş diye bir tepki vermişti. ama iyiki katılmışız.. gördüğümüz farklı zamanlara ait binalar güzeldi, ama önemli olan kısım oradaki halkın mâdur olması. evler ucuz fiyatlardan alınmaya çalışılıyor ve yeni yapılan binalardan devlet baya bir kâra geçecek. oradaki doku bozulurken ne yapacaklar dersiniz; tabi ki alışveriş merkezleri, güvenlikli siteler.. hatta evlerini vermek istemeyenlerin polis tarafından götürülüp dövüldüğünü işittik.

diğer bir konu; Almanya'dan gelecek arkadaşımla biraraya gelmeme çok az kaldı. onunla giriştiğimiz uzun sohbetleri seviyorum. politika ile mesleki açıdan ilgilendiğinden güzel tartışmalara girebiliyoruz.. benim için çok güzel İngilizce pratiği oluyor hem.:) söylediğine göre çok sıkı bir diyete girmiş ve 4 kg vermiş bu zamana kadar. ben de biraz cesaretlendirdim bu konuda. sanırım ben de biraz şekle girersem buluşmadan önce kendimi daha iyi hissederim.

ama artık yaşlandım sanırım. çünkü nezaman otobüse binsem uyuyakalıyorum. bugün hem kendim uyumuşum hem de otobüste yanımda oturan çocuk. bir kalktım ki kafası omzuma düşmüş. o pozisyonda bir kaç saniye nasıl uyandırsam diye duraksadım. :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar