dönemin son iki haftası.. hani son kulvarda gibiyiz, kendimizi yarış atı gibi görüyorum. dün gece okuldan 12'yi geçe eve gelebildik, bu hafta sanırım böyle devam edecek, ama cuma günü canım dediğim insanlardan birinin doğum günü onu kaçırırsam olmaz. :) ama şaka bir yana, eldeki projeler bitecek gibi değil, bitirince de yazmaya vakit kalacak mı diye merak etmiyor değilim..
İstanbul'da inanılmaz güzel bir hava var son bir kaç gündür. tabi bana göre biraz sıcak olduğu söylenebilir. bu ara yatıp kalkıp tezimin üzerinde çalışıyorum, haftada bir iki günde akşamları bisiklet turumu ihmal etmiyorum. :) ehh zaten haftada 3-4 gün gyme gitmeye de devam ediyorum. bu durumdan en memnun partnerim sanırım. ev değiştirene kadar bir ay ara vereyim dedim, telefonda devam etmeye ikna etti dün beni.. yanına taşınmam konusunda hala ciddi.. teklifi karşısında genelde ya gülümsüyorum ya da sessiz kalıyorum. fark ettiğim bir şey var ki; evet diyemediğim kadar hayır da diyemiyorum. hem yüksek biter bitmez annem Amerika'ya göndermeyi teklif etti, bu durum bana da çok cazip geliyor. o yüzden doktora hayallerini Amerika'daki bir üniversitede olur diye kurmaya başladım gibi.. henüz ülke ya da üniversite çok belirsiz olmuş olsa da Türkiye'de kalma olasılığını aklıma getirmek bile istemiyorum. belki de evet diyememe sebebim başlangıçta bu.. önceki postumda beli...
Yorumlar
şu an kokuşmuş balık gibiyim bööö :)
kıymetini bil..
şuan yorgunluktan kendime yemek hazırlamaya üşensem de, yine de eğleniyorum ben çalışırken, hırstan değil pek sevdiğimden :)