bayram tatili çok güzel gidiyor, ailemle vakit geçirmek çok iyi oldu.. her zamanki gibi bir sürü aile fotoğrafı çekildik aynı koltukların üzerinde.. tarihleri ile sakladığımız fotoğraflara bakıp sonra nekadar değişmişiz anlıyoruz. bu bayramın en güzel yanı iş için aldığım kıyafetlerimden bir takımı giymem oldu, çünkü herkesten çok güzel yorumlar aldım. :)) tabi spor yaptıkça kıyafetler üzerime çok daha iyi oturuyor..

ailenin bir kısmı çok yakın bir kız arkadaşımı sevgilim sanıyor, aslında anneme açılmadan önce o da öyle sanıyordu.. ama hala favori gelin adayı kendisi, arkadaşım da bu durumdan çok memnun. benim için de onun için de eğlenceli oluyor bu durum. bugün masada bir tanıdığımız erkek arkadaşını ailesi ile tanıştırmış, onun konusu geçerken ablam tanıştırırsa ben de tanıştırırım, o zaman büyük olay olur dedim. ailenin geri kalanı espriyi anlamazken, ablam ben ve kuzenim baya güldük. annem biraz duymadı (!).. :)

O aklımdan geçerken bu ara kendisinden iki seferdir mesaj alıyorum.. sanırım kalp kalbe karşı olayı oluyor. ben de sabah uyandığında güne mutlu başlasın diye ara sıra ufak mesajlar atıyorum sabaha karşı.. aramızda hoş bir bağ var ve tadını çıkartıyorum, ama tatil dolayısıyla ailemin yanındayım ve mümkün olduğunca sürekli ders çalışıyorum. projem için de makaleleri okuyup notlar çıkarmam gerekiyor, denklemlere göre eski ders notlarımı açıp baştan çalışıyorum. sistemli çalışmak benim işim.. hayat rutine girse de dolu dolu günleri geçirmek hoşuma gidiyor, boş kalmak bana göre değil.. unutmadan bugün arkadaşımla görüşmeden önce 3 tane kitap aldım: ingilizce olarak William Shakespeare -Macbeth ve Hamlet, diğeri de Lewis Carroll-Alice's Adventures in Wonderland...

"Down, down, down. Would the fall never come to an end! 'I wonder how many miles I've fallen by this time?' she said aloud....

Down, down, down. There was nothing else to do, so Alice began talking again. 'Dinah'll miss me very much tonight, I should think!' (Dinah was the cat.)"

Yorumlar

Bi'adam dedi ki…
neşeli bi'yazı olmuş :)
Dr.eamer dedi ki…
kalp kalbe karşı mı bilemicem ama ben de bi kitapçıda tozlu romanların arasına elimi atmamla "through the looking glass" 1973 türkçe basımını buldum=)

yıllardır arıyodum,en guzel bayram hediyem oldu..

neşe dolu bi yazı gerçekten,ben de neşeliyim bikaç gündür(:

özlemişim seni Haplo,geri kalan tüm günlerinin bu bayram tadında geçmesi dileğiyle;)
Haplo dedi ki…
neşeli bulmanıza sevindim..

sağol Dr.eamer =) 1973 basımı mı? wow çok şanslısın :)) internet arızalı olduğundan yazamıyordum bir kaç gündür :/

Bu blogdaki popüler yayınlar