''Ben nasıl yargılamıyorsam sizi... Belki de bilseydim hikayelerinizi yapardım bunu... Bilseydim bütün aşkınız bitmiş olduğu hâlde, içinizde bir cesaret kırıntısı dahi olmadığı için terk edip gidemediğinizi... Ya da bilseydim, aşkınızdan öldüğünüz hâlde, geri geri kaçıp, sırf o anlamsız huzurun peşinden koşmak için bambaşka yollara saptığınızı... Yargılardım...

Şuan çok sırası değil belki de yargılamaların, hem zaten hiçbirinizin hikayesini bilmiyorum...''

George Sand

Herkes kendi kimliğini arıyor bir yerlerde, bir şeylerde. neyin neden olduğunu veya neden olacağını.. hayatımıza nasıl şekil vereceğimizi düşünüyor her birimiz.. yaşarken sürekli birşeyleri algılıyoruz ve kafamızın içinde hükümleri yapıştırıyoruz.

her anı belki de yargılayarak yaşıyoruz başka yolu olmadan..bilinçli ya da bilinçsiz..

ama bunları edindiğimiz bilgiler dahilinde yapıyoruz. bazıları dogmatik olsa da, bazıları birinci elden tecrübe edilmiş olabiliyor.. ama bu yeterli mi?

belki de öğrendiğimizden çok başka bir bilgi türü mevcuttur. bu yüzden hükümlerimize kesinlik gözüyle bakarken bir kez daha düşünmemiz gerekir derim.

bu yüzden bazı 'doğru'lar gerçeklikten değil genellikten gelir..

sevilmeye ihtiyaç duyarız hepimiz, saygı duyulmaya da öyle.. işimizi, kariyerimizi önemseriz.. bazıları çoğunluğu yüceltip, azınlığa kuşku duyar hatta aşağılar.. keşke her yaptığımızı kabul görmek için değil de içimizden geldiği için yapsak..

ozaman her seferinde hizalanmaktan vazgeçip özgürlüğü tadabiliriz..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar