dün sabah balkondan yakaladığım bir görüntüyü paylaşmak istedim.. ailecek gökuşağını seviyoruz :) şehrin içinde bir çok şeye kavuştuğumuz gibi bir çok şeyden de uzak kalıyoruz. bunlardan biri de bu tarz manzaralar olsa gerek..
bu görüntü de bu sabah yakaladığım bir kare, gökkuşağının olduğu yerin biraz sağında çekilmiş.. yorgun değilsem sabahın köründe uyanmayı sevindiğimi yazmıştım. her sabah 5'te çalan bir alarmım var (birlikteyken sevgilime kafayı yediriyor, tam yorgun argın uyumuş oluyoruz hoopp çalmaya başlıyor. ardından da ühüü ühüü diye bir ses kendisinden. :) ), bu sabahta o alarmla uyanınca bu manzarayı kaçırmamış oldum.. güne daha bir mutlu başlarken, sandalyesini biraz hareket ettirerek ardı ardına gündoğumunu izleyen Küçük Prens geldi aklıma..
İstanbul'da inanılmaz güzel bir hava var son bir kaç gündür. tabi bana göre biraz sıcak olduğu söylenebilir. bu ara yatıp kalkıp tezimin üzerinde çalışıyorum, haftada bir iki günde akşamları bisiklet turumu ihmal etmiyorum. :) ehh zaten haftada 3-4 gün gyme gitmeye de devam ediyorum. bu durumdan en memnun partnerim sanırım. ev değiştirene kadar bir ay ara vereyim dedim, telefonda devam etmeye ikna etti dün beni.. yanına taşınmam konusunda hala ciddi.. teklifi karşısında genelde ya gülümsüyorum ya da sessiz kalıyorum. fark ettiğim bir şey var ki; evet diyemediğim kadar hayır da diyemiyorum. hem yüksek biter bitmez annem Amerika'ya göndermeyi teklif etti, bu durum bana da çok cazip geliyor. o yüzden doktora hayallerini Amerika'daki bir üniversitede olur diye kurmaya başladım gibi.. henüz ülke ya da üniversite çok belirsiz olmuş olsa da Türkiye'de kalma olasılığını aklıma getirmek bile istemiyorum. belki de evet diyememe sebebim başlangıçta bu.. önceki postumda beli...
Yorumlar