Bu resme bakınca "buraya nasıl geldim? neler oluyor?" tarzı bir panik anı geliyor aklıma hep.. Şu sıralar Sana Gül Bahçesi Vadetmedim'i okuduğumdan saf bir "deli" çığlığı da gelmiyor değil artık..
Dünkü Cumhuriyet gazetesinin kültür bölümünde şöyle yazmışlar:
Tablonun çerçevesinde Munch'ın fırçası ile yazdığı şu sözler yer alıyor: ''İki dostla yolda yürüyordum... Gökyüzü kızıla kesilmişti... Bir melankoli esintisi geldi... Lacivert fiyordun üstünde, bitkin, kalakaldım... Şehri bir yangının kan kırmızı alevleri sarmıştı sanki... Dostlarım yürüyedursunlar, ben kaygıyla titreyerek geride kaldım... Doğadaki büyük Çığlık'ı duyumsadım..."
Bu dışavurumcu tablo herkese attığı ya da atamadığı çığlıkları anımsatıyordur herhalde..
Yorumlar
(tablonun bi de simpsons versiyonu var biraz gülümsemek için birebir)
kitabı çok sevdim ben.. sabah dersleri 8 buçukta ama ben 8'de sınıfta oluyorum termosumla birlikte, yeşil çayımı yudumlayarak kitabımı okuyorum. çocuğun biri geldi bu kitap acaip saçma ve sıkıcıydı dedi.. içimde şiddet eğilimleri kabardı, aparkat çakasım geldi oturduğum yerden. şimdi okudukça acaip hoşuma gidiyor zaten kitap, çocuğa antipati besliyorum :D
@Bir Gay
fiyatını biliyorum ama, 15'inde ev kiram geliyor belki daha sonra :D
@biricitconsungunlugu
bir sürü kare canlanıyor gözlerimde nedense :)