
bugün küçük bir İstanbul turu yaptım kendimce. önce Kadıköy'e gidip kendime bir türk kahvesi ısmarladım.. hava gayet güzel olduğundan baya dolaştım, yürüdüm. hatta ara sokaklarda dolanırken bir köşeyi döndüm, insanlar sokağın ortasında cuma namazı kılıyormuş. hangi yöne sapsam bir an şaşırdım, panikledim.. daha sonra deniz yolu ile Kabataş'a geçtim. ohh deniz havasına doydum. Dolmabahçe'yi de özlemişim, martıları da öyle.. hava akımını yakalayıp süzülmelerine hayranım, Jonathan Livingstone'un da bu hayranlıkta etkisi azımsanamayacak ölçüde.. daha sonra Taksim'e çıktım, St.Antuan kilisesinde dinlenmeyi çok severim, içeride kendime ait hiçbir şey olmadığından dışa yabancılaşıp içe dönmeyi gayet seviyorum.. belki de şehrin kalbinin attığı bir yerde kısa ama güzel bir deneyim yaşadığımdan..
pazartesi günü tez savunmamı da hallettim, içimin rahat olduğu bir proje yaptığıma inanıyorum.. öğreneceklerimin varlığı beni mutlu ediyor.. okula verdiğimiz kopyaları hocalara im…
pazartesi günü tez savunmamı da hallettim, içimin rahat olduğu bir proje yaptığıma inanıyorum.. öğreneceklerimin varlığı beni mutlu ediyor.. okula verdiğimiz kopyaları hocalara im…